Yetişkin Eğitimi Dergisi Cilt 3 Sayı: 5-6 Kasım 2020 Mayıs 2021
-
YENİ SAYIKapak ve Künye
-
EDİTÖRDENPandemi Sonrası Dünyada Yetişkin Eğitimi
Salgın halen bitmediği gibi ne zaman biteceği de henüz öngörülebilir değil. Geçtiğimiz sayıda, salgın gündeminde yetişkin eğitiminin asıl meselesinin “alıştığımız dünyanın arızalarını geride bırakmak” için çalışmak olduğunu vurgulamıştık. Salgından sonraki dünya bugünden apaçık görünür değil ama alıştığımız dünyanın arızaları yeni biçimlerde katlanarak devam ediyor.
-
HAKEMLİ MAKALEÖğretmen Adaylarının Spor Cesaretlerine Göre Eleştirel Düşünme Eğilimleri
Cesaret kavramının eğitim bilimleri literatüründe yeteri kadar yer bulmaması ve eleştirel düşünme kavramı ile birlikte öğretmen yetiştirmede önemli görülmesi, bu araştırmayı ortaya çıkaran temel motivasyonu oluşturmaktadır. Bu araştırmada okul öncesi ve sınıf öğretmeni adaylarının spor cesareti ve eleştirel düşünme eğilimleri incelenmektedir. Araştırma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modelinde tasarlanmış betimsel bir çalışmadır. Bu sayede var olan durumun ortaya konulması amaçlanmaktadır. Araştırma grubunu, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Sınıf Eğitimi ve Okul Öncesi Eğitimi programında öğrenim görmekte olan öğretmen adayları oluşturmaktadır. Veri toplama aracı olarak Kökdemir (2003) tarafından Türkçeye çevrilmiş olan “California Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği” ve Konter ve Ng (2012) tarafından geliştirilen “Spor Cesareti Ölçeği” kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre spor cesareti ve eleştirel düşünme eğilimleri arasında anlamlı bir ilişki bulunmuş; spor cesaretinin, eleştirel düşünme eğiliminin anlamlı bir yordayıcısı olduğu ve spor cesareti yüksek olan öğretmen adaylarının spor cesareti düşük olan öğretmen adaylarına göre anlamlı düzeyde daha yüksek eleştirel düşünme eğilimine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Cesaret, Eleştirel Düşünme, Öğretmen Yetiştirme, Spor Cesareti
-
HAKEMLİ MAKALEAçık Öğretim Ortaokulu Öğrencilerinin Demografik Özellikleri
Açık Öğretim Ortaokulu (bundan sonra “Okul” olarak anılacaktır), ülkemizdeki temel eğitim basamaklarından birini oluşturan yaygın eğitim kurumudur. Öğrencilerin yaş dağılımları incelendiğinde Açık Öğretim Ortaokulu’nun azımsanmayacak bir yetişkin grubuna hitap ettiği görülmektedir. Buna göre bir yetişkin eğitimi kurumu olarak Okul, eğitim süreci dışında bulunan, bu anlamda örgün eğitimden mahrum kalıp eğitimsel dezavantaja sahip olan yetişkinler için eğitime dönme fırsatı sunmaktadır.
Bu çalışmada, Açık Öğretim Ortaokulu’nun 18 yaş ve üzerindeki yetişkin öğrencilerinin demografik özelliklerinin analiz edilmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç çerçevesinde, “Açık Öğretim Ortaokulu öğrencilerinin demografik özellikleri (cinsiyet, yaş, medeni durum, doğum yeri, Ankara’da yaşama süresi, göç edilen yerleşim yeri, göç etme nedeni, çalışma durumu, gelir durumu, ekonomik durum, oturulan konut tipi) nedir?” ve “Demografik özelliklerle cinsiyet ve yaş değişkenleri arasında anlamlı bir ilişki var mıdır?” sorularına yanıt aranmaktadır. Çalışma Ankara ili Çankaya ilçesinde Açık Öğretim Ortaokulu’na kayıtlı bulunan 18 yaş ve üzerindeki öğrencilerden oluşan 232 kişilik bir çalışma grubuyla yürütülmüştür. Çalışma verileri araştırmacı tarafından geliştirilen bir anket yoluyla elde edilmiştir. Verilerin analizinde, her soruya verilen cevaplara ait frekans ve yüzde değerleri tablolaştırılmış, değişkenler arasındaki ilişki ve anlamlılık değerlendirmesi ki-kare testi kullanılarak analiz edilmiştir.
Çalışmada; Açık Öğretim Ortaokulu öğrencileri arasında kadın oranının yüksek olduğu, yaş bakımından yoğunluk 36-55 yaş aralığında olsa da 65 üzeri yaştaki öğrencilerin oranının %5.2 olduğu, öğrenciler arasında göç oranının yüksek olduğu, öğrencilerin neredeyse üçte birinin çalışmadığı, yine yaklaşık üçte birinin herhangi bir gelirinin bulunmadığı, iş ve gelir sahibi olmayla ilgili kadınlar aleyhine cinsiyetler arası önemli bir eşitsizliğin bulunduğu, gelir durumu bakımından öğrencilerin alt sosyo-ekonomik statüye dahil olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.
Anahtar kelimeler: Yaşam Boyu Öğrenme, Yetişkin Eğitimi, Açık Öğretim Ortaokulu
-
HAKEMLİ MAKALEEdebiyatın Dönüştürücü Öğrenme Deneyimlerini Desteklemedeki Rolü
İlk kez Mezirow’un 1978 yılında ortaya attığı Dönüştürücü Öğrenme Kuramı, kişilerin deneyimlerini ve varsayımlarını, tetikleyici bir olay sonucunda eleştirel yansıtma yoluyla sorguladıkları ve farklı bakış açıları edindikleri öğrenme süreçlerine odaklanmaktadır. Bireyin varsayımlarını gözden geçirirken daha çok yaşadığı rasyonel süreçlere vurgu yapan Mezirow, daha sonra birçok araştırmacı tarafından rasyonel ve bilişsel süreçlere daha fazla odaklanmakla, duygusal süreçlere vurgu yapmamakla ve yeterince kapsayıcı bir kuram oluşturamamakla eleştirilmiştir. Mezirow’un teorisini geliştiren bu araştırmacılar, duygusal ve yaratıcı süreçlerin dönüştürücü öğrenme deneyimlerindeki etkisine daha fazla vurgu yapılması gerektiğine dikkat çekmişlerdir. Bu noktadan hareketle yapılan bazı çalışmalar, sanatın ve sanatın yazılı bir formu olan edebiyatın Dönüştürücü Öğrenme Kuramının önemli kavramları ile ilişkisini incelemişler, edebiyatın, duygular, hayal gücü ve estetik deneyimler üzerindeki etkisinin dönüştürücü öğrenme deneyimlerini desteklemede rol oynayabileceğine değinmişlerdir.
Anahtar kelimeler: Yetişkin öğrenmesi, dönüştürücü öğrenme kuramı, Mezirow, yetişkin eğitimi, perspektif dönüşümü, sanat, edebiyat
-
HAKEMLİ MAKALETürkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Gündeme Gelmesine Etki Eden Faktörler ve Hayat Boyu Öğrenmenin Kavramsallaştırılması
Bu makalede Türkiye’de hayat boyu öğrenme (HBÖ) kavramının gündeme gelmesinde etkili olan faktörler ve HBÖ’nün Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve HBÖ’ye ilişkin politika oluşturma süreçlerine katılan paydaş kurumlar tarafından hangi boyutlarıyla kavramsallaştırıldığı ele alınmaktadır.
Avrupa Birliği destekli Türkiye’de Hayat Boyu Öğrenmenin Geliştirilmesi projesi kapsamında, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlıkları yürütülen Hayat Boyu Öğrenme Koordinasyon Kanunu (HBÖKK) çalışmaları bu çalışmada bir vaka olarak değerlendirilmiştir. HBÖ kavramının gündeme gelmesinde etkili olan faktörler ve HBÖ’nün kavramsallaştırılmasındaki boyutlar HBÖKK sürecine katılan kurum temsilcileriyle yapılan görüşmelerin analizi doğrultusunda ortaya çıkan bulgular etrafında ele alınmaktadır.
Araştırma verileri, Ankara’da HBÖKK sürecine katılan MEB bürokratlarıyla ve paydaş kurumların temsilcileriyle yarı yapılandırılmış bir görüşme formu ile yapılan görüşmeler ve bazı katılımcıların görüşme formundaki soruları yanıtlayıp e-posta yoluyla göndermesiyle elde edilmiştir. Nitel bir araştırma modeliyle geliştirilen bu çalışmada vaka analizi yöntemi kullanılmıştır. Verilerin analizi MAXQDA yazılım programıyla içerik analizi yapılarak gerçekleştirilmiştir.
Ortaya çıkan bulgular çerçevesinde HBÖ’nün Türkiye’de gündeme gelme nedenlerine etki eden faktörler, “HBÖ geçmişimizde var”, “Küreselleşme ve teknolojinin gelişimi”, “HBÖ kavramı ve Türkiye-AB ilişkileri” ve “HBÖ ve istihdam edilebilirlik” başlıkları altında ele alınmıştır. Diğer taraftan HBÖ’nün kavramsallaştırılmasında hem MEB hem de HBÖ politika geliştirme sürecinde paydaş olarak yer alan diğer kurumların temsilcileri için istihdam edilebilirlik ya da istihdamda kalmak için yeni becerilerin elde edilmesi boyutlarının öne çıktığı görülmektedir. Bulgular çerçevesinde HBÖ alanında Türkiye’de son yıllarda yaşanan gelişmelerin hem küresel ölçekteki gelişmelerle paralellik gösterdiği hem de bunlardan etkilendiği, bu etkide Avrupa Birliği’nin belirleyici bir role sahip olduğu gözlemlenmektedir.
Anahtar kelimeler: Hayat boyu öğrenme, küreselleşme, Avrupa Birliği, işgücü piyasası, istihdam edilebilirlik.
-
HAKEMLİ MAKALEYetişkin Eğitimi ve Kadınların Güçlendirilmesi
Bu çalışmada, bir eğitim programına katılan kadınların güçlenme deneyimlerini yetişkin eğitimi bağlamında analiz edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda sivil toplum merkezlerinden olan Ankara ili Mamak ilçesi Ege mahallesinde bulunan “Çağdaş Kadın ve Gençlik Vakfı 75. Yıl Toplum Merkezi’nde en az bir eğitim programını tamamlamış kadınların genel olarak eğitime yükledikleri anlam, eğitime katılmanın yaşamlarında yol açtığı dönüşüm çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu bağlamda, kadınların dönüşümü nasıl yaşadığı nasıl anlamlandırdığı, hangi boyutlarda güçlen(diril)dikleri kadınların kendi anlatıları üzerinden toplumsal cinsiyet bağlamında anlamaya ve açıklamaya yönelik bir çerçeveden analiz edilmiştir. Araştırmada, nitel araştırma yaklaşımı benimsenmiş ve sözü edilen amaca ulaşmak için öncelikle ilgili literatür taranmış konu açısından değerlendirilmesini kapsayan ilgili yazına çalışmanın kuramsal kısmında yer verilmiştir. Araştırmanın nitel boyutunda gözlem ve derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Veri elde etmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak araştırma grubunda bulunan 21 kadınla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Elde edilen verilerin analiz edilmesinde MAXQDA programı kullanılmıştır.
Araştırma sonucunda;
§ Eğitime devam süresi arttığında,
§ Öğrenme süreci, sınıf dışı ortamlarla desteklendiğinde (sosyal ve kültürel etkinlikler, yurt içi ve yurt dışı geziler, kamu kurumlarını tanıma vb.) gibi eğitimin içeriği ve biçimi kadınların güçlenme kanallarını esas aldığında kadınlara güçlendirme becerileri kazandırma bakımından katkıda bulunduğu görülmüştür.
§ Güçlendirme deneyimleri incelendiğinde, araştırma kapsamındaki kadınların ataerkil ve geleneksel aile yapılarına rağmen, aldıkları eğitimlerin onları bilişsel, psikolojik, ekonomik ve politik olarak tanımlanan boyutlarda güçlendirmekte başarılı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. En az güçlendirmenin yaşandığı boyutun politik güçlendirme olduğu söylenebilir. Çalışmada psikolojik ve ekonomik güçlendirme boyutunun diğer boyutların temeli olduğu, bilişsel güçlendirmenin değişken süreçleri içerdiği, politik güçlendirmenin diğer boyutlara göre daha zor ulaşılan bir boyut olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
§ Ayrıca, eğitimlerden çok sonra finansal kazançlar gibi nedenlerle kadınlar arasında rekabet sorunu çıktığı, bunun neticesinde çatışmalar yaşandığı görülmüştür. Kadınlar arası dayanışma ve diyaloğun her zaman var olduğu anlayışını zedeleyen bu durumun güçlen(diril)me deneyimi üzerinde olumsuz etki oluşturduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Sözcükler: Yetişkin eğitimi, kadınların güçlendirilmesi, katılım örüntüleri, dönüştürücü öğrenme.
-
DÜŞÜNÜRLERRaymond Williams, Kültürel Değişme ve Yetişkin Eğitimi
Raymond Williams (1921-1988) Marksist kültür ve edebiyat kuramının gelişimine önemli katkılar sağlamış bir Cambridge profesörü, Yeni Sol'un (New Left) önde gelen isimlerinden bir sosyalist ve yazar-eleştirmen olarak biliniyor. Onun daha az bilinen yanı ise yetişkin eğitimi alanına yönelik gönül bağı ve bir eğitimci olarak uzun yıllar boyunca (1946-1961) İşçi Eğitim Derneği’nde (Worker’s Education Association- WEA) çalışmış olmasıdır. Williams aynı zamanda kendisini işçi sınıfı eğitimine adamış bir kültür ve toplumsal değişim teorisyeniydi. Bu yazı onun yetişkin eğitimi üzerine düşüncelerini ve deneyimlerini daha yakından tanımak ve Williams’ın eleştirel yetişkin eğitimine katkısını gözden geçirmek amacıyla kaleme alınmıştır.
-
ÇEVİRİYetişkin Eğitimi Politikası: Devlet, Ekonomi ve Sivil Toplum
Son yıllarda sivil topluma yönelik ilgide genel bir canlanma ortaya çıkmıştır ve bu canlanma yetişkin eğitimi içinde de geçerlidir. Radikal yetişkin eğitimciler sivil toplumu, özellikle radikal öğrenmenin ve sosyal değişimin ayrıcalıklı alanı olarak görmektedir. Sivil toplum; demokratik mücadeleye, toplumsal hareketlere ve politik değişime katılma yeri olarak görülmektedir. Sivil toplumun bu yeni yükselişi, politik solun içinde bulunduğu çok daha büyük bir krizle, sosyalizmin kriziyle bağlantılıdır. Bu kriz, sivil toplum politikaları üzerine yapılan daha büyük tartışmalara, sivil toplumun Marksist ve post-Marksist tanımları arasındaki farklılıkları merkeze alan bir tartışmaya yansımıştır. Bu makalenin amacı, bu tartışmayı açıklığa kavuşturmak ve bu tartışmanın yetişkin eğitimi kuramına ve uygulamasına yaptığı etkilerin ana hatlarını ortaya koymaktır. Bu düşünceyle, makalede sivil toplum çözümlemelerinin devlete ve piyasaya yönelik anlayışlarla yan yana konulması gerektiğini gösteren bir tarihi, sivil toplum düşüncesinin tarihi incelenmektedir. Burada söz edilen siyasi ve ekonomik toplum anlayışları birbirinden çok farklı iki politik gündeme temel oluşturur: sosyalizm ve radikal demokrasi. Bu makalede bu iki gündemin yetişkin eğitimini nasıl etkilediği, özellikle de devlet, ekonomi, sivil toplum ilişkilerine yönelik farklı analizlerin toplumsal çelişkiye dair farklı düşünceleri ne yönde etkilediği tartışılmaktadır.
-
KİTAP İNCELEMESİÖğretmenin Anlamını Yeniden Öğrenmek
Brezilyalı eleştirel eğitimci Paulo Freire, Türkçeye kazandırılan son kitabı Kültür İşçileri olarak Öğretmenler: Öğretmeye Cesaret Edenlere Mektuplar’da, kapitalizmin sürdürülebilirliği adına gereken insan sermayesinin yaratılmasında araç rolüne indirgenen öğretmenlik mesleğini yeniden tanımlıyor. Hiçbir şey bilmedikleri var sayılan ve edilgen alıcılar olmaları istenen öğrenciler karşısında bilgiyi aktaran lütûfkar anlatıcılar olarak konumlandırılan öğretmenlerin, görece güvenli alanlarından çıkıp aynı zamanda öğrenci olmaları ve öğretme/öğrenme sürecini sevmeleri için onları cesaretlendiriyor.